Seidonkel Adası Tarihçeleri in Meleran | World Anvil
BUILD YOUR OWN WORLD Like what you see? Become the Master of your own Universe!

Remove these ads. Join the Worldbuilders Guild

Seidonkel Adası Tarihçeleri

**Bölüm 1 – Öncesinin Acıları**   *Melek, cennet bahçelerinden birisinde öylece tüm haşmeti ile yükselmekte olan bir Göknar ağacının üzerinde, asla kırılmaz olan dallardan birisinde oturmuş, sırtını ağaca dayamış bir şekilde elindeki kitabın sayfalarını karıştırıyordu. Havadaki tüm sıcaklık onu kuşatmış ve çevrelemişti. Buna karşın sıcak ona bir serinlik veriyordu adeta, zira istediği rahatlığa sahipti. Zaten rahatlık cennetin kudretiydi.   Zeddar, elindeki kitaba baktı ve yaşadığı onca şeyin ardından olanları hatırladı. “Meleran da daha fazla kalamazdım!” dedi. “Onca şeyden sonra Meleran’ı terk etmek zorundaydım.”   Bakışlarını ağaçtan aşağıya çevirdi ve sanki camdan bir zemine bakıyormuş gibi orada Jandau’yu gördü. “Bitmedi daha Jandau!” dedi. “Sana söylediğim gibi daha bitmedi!”*   **Bölüm 2 – Meleran Yaratımından Bu Yana Enerjiler**   Enerjiler Meleran’ın yaratılışında etrafa saçıldılar ve bu büyük gücü gören Tanrılar bundan korktular. Enerjileri yok etmek istediler ama enerjileri yok etmenin sevdikleri ve yarattıkları en güzel şeyi, Meleran’ı da yok etmek olduğunu anladılar. Enerjiler Meleran’ın havasında, yüzeyinde ve en önemlisi Gayyasında bulundular ve her yeri kuşattılar. Derken o zamanda ilk patlak oldu ve Meleran’ın yüzeyine ilk Gayya yol buldu. *(Bkz: Dimarlar)*   Bu gayyadan çıkan enerjiler kat kat fazla olarak Meleran’ın yüzeyinde serbest bir şekilde dolaşmaya başladılar. Doğuştan bu enerjileri gören ve onları yakalayabilen canlılar ise büyücüler olarak anıldılar ve adlandırıldılar. Zamanla gayya noktaları çoğaldı vs vs…   Enerjiler Meleran’ı kuşattılar. Tanrılar bu enerjilerden korkmanın yersiz olduğunu gördüler. Tamam, bazı şeyler istekleri dışında gelişiyordu; ama bunun onlara verdiği herhangi bir zarar yoktu ve zaten olamazdı da… Enerjiler yaşam alanlarına göre renklere ayrıldılar ve Meleran üzerinde iyice etrafı kuşattılar. Serbest kalan enerjileri kullanan büyücüler çeşitli güçlere sahip oldular. Normal bir canlıda asla olamayacak olan güçler. Bazı büyücüler bu enerjilerden karanlık yönlü olanlarına; siyah, kahverengi, mor… yöneldiler. Bazıları öfke yönlü olanlarına; kırmızı, sarı… yöneldiler. Bazıları duygu yüklü olanlara; gri, mavi, pembe… Bazıları aydınlık yönündeki enerjilere; beyaz, saydam… yöneldiler. Ve bazıları Ölüm Yönündeki enerjilere; Yeşil… vs yöneldiler. Aslında bazı enerjiler belirsizliklerle doluydular. Yeşil renkli bir enerji zehri yönetebilirken aynı zamanda da doğayı sembolize ediyor. Pembe bir enerji duygulara yönelirken delilikle de dolu olabiliyordu. Ama büyücüler bunu da kullanabilmeyi öğrendiler. Saydam, şeffaf enerjiler zamanla illüzyonistleri ortaya çıkarttı. Daha sonradan ise illüzyonistler diğer büyü enerjilerini de şekillendirmeyi öğrendiler. Zamanla tüm büyücüler tüm enerjileri şekillendirebilir oldular. Bir Ak büyücü kara bir enerjiyi şekillendiriyor; ama çok az bir miktarda işe yarar olarak kullanabiliyordu. Hatta bazı zamanlarda bir kara büyücünün beyaz enerji canını bile yakabiliyordu. Çünkü enerji onun için zıtlıklarla doluydu. Sonuçta hepsinin yönlendirmeleri sonucu oluşan büyüler birbirinden farklıydı.   Zamanla bu altı karakteristik özelliğe sahip büyücü birbirinden iyice ayrıldı; ama hepsi de birer büyücüydü işte. Bu bir ortak noktaydı. Doğada var olan enerjiler ve hatta bunların içindeki siyah ve beyaz enerjiler bile yan yana, kol kola gezerlerken onlar neden bunu yapamasındılar ki?   **Bölüm 3 – Zamanın Kuyusundan Gelen**   *Zeddar sıkıntı içerisinde kitaba baktı. Kendisi de bir büyücüydü. Genellikle beyaz enerjileri şekillendiriyordu; ama daha önceden hiç bir kara enerjiyi şekillendirmeyi de denememişti. Zaten yapabildiği yegane büyüde umut ışığıydı.   Üzerinde oturduğu Göknar ağacının dalında rahatsızca kımıldandı. Başka bir ağaç bulabilirdi; ama bu ağaç Meleran üzerinde de mevcuttu. Meleran’da ki ağaçlar kökleri ile büyürken cennet ağaçları gök ile büyüyordu. Orada var olan Köknar ağacının buradaki varlıksal benzerine Göknar ismi verilmişti. Zeddar, Meleran’ı seviyordu, onu her geçen gün özlüyor ve onunla ilgili her şeyi öğrenmek istiyordu. Ve… hala merak ediyordu.   Derin bir iç çekti ve kitaba devam etti. Şimdi konu değişiyordu sanki… Büyücüler düşmandılar ve yerine göre dosttular. Gri, Ak, Kara, Ölüm, İllüzyon, Kızıl… Hepsinde bir denge vardı.*   Zamanın kuyusundan gelen dedi büyücüler… İşte o gündü. Kayan bir yıldız gökyüzünden aşağıya doğru düşerken Tanrılar ilk defa enerjilerin işine karıştılar ve buna sonradan pişman olacaklarını bilerek, bile bile karıştılar. Enerjiler yarıldı kayan yıldız aşağıya doğru düşerken, Kayan yıldızın geçtiği yerlerden ve hemen ardından yeniden, enerjinin önceden durduğu yerleri de kapladı yeni enerjiler. Havanın enerjileri hızla şekil aldılar, o ayrıştıkları bölgeleri belirli aralıklarla yeniden kapattılar.   Kayan yıldız, Meleran yüzeyine düştüğünde etrafa saçıldı onlarca kaya… İşte o anda sıcaklık inanılmazdı tüm Meleran’da. Ama geçti bunlar da… Bitti. Halk sıcaklar geçerken sıcağın kaynağını araştırmak için yola çıktı. Nedense sıcağın kaynağı altı kişi tarafından aynı anda bulundu.   Bir illüzyonist, bir kara büyücü, bir ak büyücü, bir kızıl büyücü, bir ölüm büyücüsü ve bir gri büyücü…   Bu dördü yerde kristalimsi, parça parça durmakta olan şekle bakarken onun etrafında bir daire oluşturdular ve yavaşça eğilerek kristalin dağılmış parçalarından birer tane aldılar.   “Yokluk zamanı geldi!” dedi kristalin içinden bir ses. “Onu sizler şekillendireceksiniz!”   Büyücüler kürelere doğru ellerini uzattılar ve bir anda kürenin etrafını bir ağaç koruluğu kapladı. Ağaç koruluğu içeriye giriş çıkışı yasakladı. Bu altı büyücü burayı güvenceye aldı. Kayan yıldızın koruluğu oldu bu koruluğun ismi ve büyücüler bu kayan yıldıza enerji küresi adını verdiler. Dev bir kürenin etrafına saçılmış, asla bitmeyen milyonlarca ufak kürenin tam ortasında bulunduğu bir ağaç koruluğu…   **Bölüm 4 - Kalkan**   Dört mevsimin bir arada yaşandığı Seidonkel adasına düşen kütleyi, kalkanı bulan büyücüler zamanla diğer büyücü dostlarını da buraya çağırarak bir birlik oluşturdular. İç içe, ufak, tipik görünüşlü evlerde yaşamaya başladılar. Dışarıdan ufacık, derme çatma gözüken evlerin kimisi bir saray, kimisi ise bir mağarayı andırıyordu içeriden.   Bu kürenin gücüydü. Küre bu adanın tam ortasına düşmüş ve milyonlarca küçük küreyi etrafına saçmıştı. Ustalığa erişen her büyücüye koruluk ufak bir küre alması için yol veriyordu. Bu küreler büyücülere yaşam alanı sağlıyordu. Hayaller ve enerjilerin birleşmesi ile şekillenen yaşam alanları. Bazı büyücüler diğerlerinden ayrılarak Meleran’ın çeşitli yerlerine gidiyorlardı ve kendilerine gizemli yerleşim alanları kuruyorlardı. Bir mağara içerisindeki piramit, bir denizin altındaki ufak labirent…   Ama büyücülerin hepsinin aklı buradaydı. Seidonkel adasının güzellikleri, her zaman gerçek evleri olarak hissettikleri tek yer…   Ama tehlikeler vardı! Bir gayya kuyusu görüldü Seidonkel içerisinde ve bunun peşi sıra oraya gelmek için yola çıkan bir güç. Konuşan kayan yıldız, yani büyücülerin büyük küresi o altı büyük büyücüye anlattı gelmekte olan Dimar tehlikesini. Ardından başladı olaylar!   Hayaller birleşti ve ilk defa kara ile ak, kızıl ile gri, ölüm ile ilizyon el ele tutuşarak enerjileri kalplerine, kalplerinden dev küreye saldılar. Dev küreden akan enerji bir anda adanın etrafında bir kalkan oluşturdu ve Gayya noktası için adaya gelmeye çalışan Dimarlar adanın varlığını bile hissedemez oldu. Dimarlar ve büyüden uzak tüm canlılar. Çünkü kalkan büyü ile o kadar şekillendirilmişti ki ada büyücü olmayanlara gözükmüyor, gözükmediği gibi büyücü olmayanların yaklaştıklarında içlerinde doğan delici bir dürtü ile oradan uzaklaşmaları gerektiğini onlara düşündürtüyordu. Bu ada artık büyücülerle dolu, büyücülerden başka hiçbir yaşayanın bulunmadığı, kimsenin bilmediği, haritalarda gözüken ama varlığı yalan olan bir adaydı…   *Zeddar elindeki kitabı kapattı ve derin bir nefes aldı. “Demek Meleran büyücülerinin sırrı buymuş!” dedi. “Kim bilir şimdi orada neler oluyor?”*

Remove these ads. Join the Worldbuilders Guild

Comments

Please Login in order to comment!