Savaş Esiri: Perkan HOYT ve Sir Kırık Krux
SUKÜNET SIRADIŞI ŞOVALYELERİ SAVAŞ KAMPI - LABİNDENCEPHESİ:
Adam itile, kakıla, perperişan bir halde kamp içinde toplanmış yüzlerce askerden oluşan bir koridorun içerisinden geçirilerek, bağlanmış bileklerinden uzanan halatları tutan iplerle çekilerek götürülüyordu.
Sir Kırık Krux'ın komutasındaki Sıra Dışı askerleri, Labindenli savaş esirini sadece izliyor, hiç tepki vermiyorlardı. Bakışlarında hakaret yoktu, zira en ters Düşmüş Şövalye bile oradaki otariteye, yani Sir Kırık Krux'a saygı duyuyordu. İçlerinde bulunan intikam şövalyeleri, hele ki intikamları ister Mensera, ister Labinden'den çıkmış olsun, her türlü Onur Şövalyesine olanlar dahi oradaki Sir Kırık Krux otoritesi gereği, komutanlarına saygılarından ötürü tepkisizdi.
Uzun mu uzun bir şovalyeler koridoru. Her renkten, rengarenk zırhlar ve onların düşmüşlerinden oluşan duvar hatları... Ve arasından, uzun koridorun sonuna doğru çekilerek ilerleyen savaş esiri. Hattın sonunda bekleyen Sir Kırık Krux'a doğru...
Sir Kırık Krux, siyah ve pembenin uyumundan oluşan zırhı ile dimdik, kudretle dikiliyor esirinin karşısında ve "Ölen yoldaşların için üzgünüm asker, ne yazık ki savaşta, kayıplar kaçınılmazdır." Sonra duraksıyor. "Hangi hanedensin?" diye soruyor önğne getirilen ve tüm yaralarına rağmen yinede boynu bükülemeyen Onur Şövalyesine.
Onur şövalyesi bir an ona bakıyor. Ardından hiçbir hakaret içermeyen bu koridor yürüyüşüne şaşırmış bir halde tekrar etrafına bakınıyor. Cevap vermek istemiyor bir an, ama sonra karşısındaki adama tekrar bakma ihtiyacı hissediyor. Adam... Ne de kudretli... Ne de yakışıklı bir yüzü var! Neden? Neden ondan gözlerini ayıramıyor? Hiç bu denli haşmetli bir komutan görmüş müydü? O çıkık yüz hatlarının ve sert duruşunun ardında ne de saygıdeğer bir adam yatıyor. Acılar bile işte böyle unutulabiliyor.
"Sir Perkan Hoyt" diyor cevap verme arzusu içinde.
Sir Kırık Krux, bu cevap üzerine fazla uzun olanları daha önceden temizlendiği belli olan tek kaşını kaldırıyor. "Bir Hoyt daha tanırım." diyor samimi bir tonda. "Çok değerli bir şövalyemdir kendisi."
Esiri bir an söylediğinin anlamını düşünmek için duraksıyor ve ardından hiç tereddüt etmeden yere tükürüyor. "Ben Hoyt hanesinin tek erkek evladıyım!" diyor. Bu sözler ve tavır, tüm Sıradışı Şövalyeleri arasında huzursuz kıpırdanmalara, öfkeli homurdanmalara neden oluyor. Sir Kırık Krux'ın suratı bile asılıyor. "Ağabeyin Sir Percyval Hoyt çok asil ve onurlu bir şovalyedir asker! Hasmım olmanı kabul eyleyebilirim; ama asil bir şövalyeme hakareti kabul etmeyeceğim!" Yanında duran, onu getirenlere bakarak "Götürün!" diyor ve askerler esirlerini çekerek götürüyorlar.
Ardından Sir Kırık Krux etrafındaki şövalyelere dönerek "Buna kendinizi hazırlasanız iyi olur askerlerim!" diye sesleniyor. "Bizler, buraya sadece savaşmaya değil, kardeşlerimizle, babalarımızla, ailelerimizle ya da arkadaşlarımızın, sırt sırta verdiğimiz yoldaşlarımızın aileleriyle savaşmaya, onlara gerçekte ne olduğumuzu göstermeye geldik! Bizler, bu ordunun ve Sukünet'in can damarları olarak, buraya, BİR TARİH YAZMAYA GELDİK!"
Heyecanlı tezahüratlar, haykırışlar ve bağrışlar Labinden il sınırından, yakınlardaki küçük Kont ve Dük yerleşkelerinden dahi duyulur oluyorlar.
Remove these ads. Join the Worldbuilders Guild
Comments